24 Mart 2020

Zor günler

Çok zor günlerden geçiyoruz....

İşe gitmeye devam ediyorum. Ama risk devamlı büyüyor. Dün müdür kalbinde sorun yaşamış hastaneye gitmiş, personellerden biri de nefes alamıyordum falan dedi. O kadar stres altındayız ki öyle böyle değil. Ben de zor dayanıyorum. Bugün de dudağımda uçuk çıktı artık. İşler de çok yoğun. Zaten psikolojimiz kötü, işler de iki katına çıktı sanki. Üstelik az personelle çalışıyoruz idari izinler var diye....

Virüsün yayılmaması için doğru düzgün bir önlem alınamıyor. Mesela toplu taşımaların (iett, marmaray, metro gibi) sefer sayıları azaltılmış...

Altı üstü 14 gün, hadi olmadı 1 ay herkese sokağa çıkma yasağı gelse... İmkansız bir şey mi istediğim?

Okullar da açılabilirmiş... Kimse net, sert bir çizgi çekip şöyle olacak böyle yapılacak diyemiyor. Her şey sallantıda, kalan sağlar bizimdir... Sağlıkçılar çok zor durumda bir de... Ooof off...

23 Mart 2020

Biz hala çalışıyoruz

Corona kol geziyor sokaklarda, ben ise hala işe giden tayfadayım. Dönüşümlü izin uygulanıyor. Bu hafta ben çalışıyorum haftaya izinliyim.

Çok tedirginim doğal olarak. Annem de öyle tabi benim için. Babam izinli. Evde dışarı çıkan tek benim.

Okula gidenler için bugün online eğitim başladı. İster internetten ister tvden izlenebiliyor ve gün içinde başka bir saat tekrarı yayınlanacakmış. Kardeşler arasındaki dersler çakışırsa diye. TRT ilkokul, ortaokul ve lise için ayrı kanallar açmış.

Hafta sonu çok fazla kişi dışarıdaydı. Çıkmayın diye özellikle tekrar tekrar uyarılar yapılmasına rağmen çıkıyorlar ve bu da olayı ciddiye alan insanları çileden çıkarıyor. Biz hiç bir yere çıkmadık. Mecbur olmadıkça çıkmıyoruz.

Özellikle yaşlılar tehlike altında ama evde sıkılıyoruz diyip sokaklarda dolaşıyorlar. En sonunda Cumartesi akşamı artık 65 yaş ve üstüne dışarı çıkma yasağı getirildi.

Sanki bu hafta çarşamba gibi bize de yani tüm insanlara bu yasak gelebilirmiş gibime geliyor.

17 Mart 2020

Coronalı günler

11 Mart 2020'nin 47.dakikasında yani 00:47'de ilk vaka duyuruldu Sağlık Bakanı tarafından. Dün gece ise güncel sayının 47 olduğu bildirildi. Muhtemelen şu an artmıştır. 6 günde 47'ye yükseldi çünkü. Bir de yurt dışından gelenler çoğaldı, umreden dönen binlerce insan var. Bir kısmı karantinada bir kısmı evinde kendini karantinaya almış kabul eden bir sürü yurt dışı yolcusu... Ne kadar uyulur buna bilmiyorum.

Bugün 0-12 yaş çocukları olan annelere izin verildi iş yerinde. On gün. Çay ocakları da yarından itibaren kapalı olacakmış. Bir tek biz bekar/çocuksuz ya da büyük çocuklu kadınlar ve erkekler olacağız yarın. Çay olmadan sıcak su olmadan nasıl geçecek hiç bilmiyorum. Bu kadar az personelle işlere nasıl yetişeceğiz onu da bilmiyorum. Cumhurbaşkanı yarın konuşma yapacakmış, belki hepimiz evlere de dönebiliriz. Hayırlısı.

İşten eve gelirken maskeli insan sayısının arttığını fark ettim. Dün, yani pazartesi pek yoktu maskeli ve eldivenli kişi. Hatta sabahtan akşama kadar iş yerine çok kişi geldi deli oldum kimse dikkat etmiyor herkes dolaşıyor diye. Ama bugün sadece 1 kişi  geldi ve dışarıda maskeli sayısı fazlaydı. Sayının 47'ye çıkması korkuttu herkesi sanırım.

Bir otobüs şoförü gördüm maskeli. Yolda insanlar gördüm maskeli. Bir otobüste bir çok kişi de maskeliydi. Ha bir de toplu taşımalar fark edilir derecede boş artık. Ağlayasım geldi bir sürü maskeli insan görünce. Çaresizlik hissi bürüdü. Gözle görünmeyen bir tehlike dolaşıyor ortalıkta ve biz o tehlikeye bulaşıp bulaşmadığımızı bilmeden kendimizce önlem almaya çalışıyoruz. Gerisini Allah’a bırakıyoruz. Elimizden ancak bu kadarı geliyor çünkü. Virüsü yok edemiyoruz. Virüse yakalanırsak kendimizi şıp diye iyileştirmiyoruz. Bizim yüzümüzden sevdiklerinize de bulaşma riski var bir de. Yürek dağlıyor düşününce bile.

İnşallah en az hasarla tez zamanda atlatırız bu zor günleri...

16 Mart 2020

Coronavirüs covid-19 Türkiye’de

Az önce akşam ezanından sonra müezzin anons yaptı. Camilerde artık cemaat yapılmayacağını söyleyip lütfen namazlarınızı evlerinizde kılınız dedi. İçim ürperdi. Sanki bir rüyanın, kabusun içindeyiz. Sanki hiçbir şey gerçek değil. Nasıl bir anda bu kadar değişebilir dünya. Ve değişmeye de devam ediyor. Her gün yeni felaketler. Allah’ım koru bizleri.

08 Mart 2020

Berrak Mavi

Hayalimde berrak mavi bir deniz var, berrak mavi bir gökyüzü ile birlikte, huzuru hissediyorum. Elbet gün doğacak her karanlığın ardından. Ama zaman daha mı ağır geçiyor sanki karanlıkta? Arıyorum, arıyorum, bulduğum hazinelerin haddi hesabı yok ararken. Ama hakkını verebiliyor muyum bulduklarımın? Ne söz vermiştim gelmeden önce? Neydi asıl cennet ve cehennem? Tekrar tekrar dirilip aydınlığa ulaşmak mı hayatın özeti? Her dirilişte geçmiş günahların cezasını çekmek mi?
Yazmalıyım, yazmazsam yarım kalıyorum. Eksiliyorum. Yazmazsam bulanıklaşıyorum, umarsızlaşıyorum, unutuyorum. Yazmalıyım berrak maviye ulaşana kadar ve ulaştıktan sonrasında dahi yazmaya devam etmeliyim.