28 Şubat 2021

Seni ne mutlu eder ya da güldürür?

Bu yazının altına sizi moraliniz bozukken güldüren, modunuzu yükselten şeyleri yazın hadi. 

Aklıma daha çok film, video vs türü şeyler gelse de her şey olabilir tabi ki müzikti, spordu, kişiydi vs. Ama açıklayıcı olsun mesela şu şarkıyı dinlemek ya da şunu yemek gibi. 

İki gündür hem dolunay etkisi hem de pms dönemi etkisi ile çok gergin, sıkıntılı hissediyorum. İç sıkıntısı o kadar yoğun ki yani hiçbir şey olmasa da karalar bağlamış gibiyim garip bir ruh hali.

Az önce nisanhakan'ın youtube'daki son videosunu izledim. İnstagramda takip ediyordum ama çıkmışım nedense, youtube'da videosunu görünce açtım, videoları hep 6-7 dakikalık ama baya güldürüyor. Eğlendiriyor. Son videosunda yeni bebekleri de var. Modum yerine geldi biraz.

Dün akşam da "Konuşanlar"ın son bölümünü izledim o da güldürdü. 

Gülmek ilaç gibi bişey. Seni güldüren bir şey bulunca birden ruh halin de dağılmaya başlıyor. Yeter ki içten gülebilesin.

Sizin gülme sebebiniz neydi en son?

25 Şubat 2021

Vitamin alımının mide bulantısı yapması

Az önce yine içtim foliktir b12dir falan, midem bulanıyor biraz. Birkaç gündür vitaminler mide bulantısı yapmaya başladı. 

İnternetten araştırdım da normalmiş, bazılarında vitaminler mide bulantısı yapabilirmiş. 

Bende multivitaminler de bulantı yapıyor, içemiyorum o yüzden. 

Bir ara günlük enerji olsun diye iki kutu supradyn almıştım içemedim işten birine verdim. Kusma falan yok ama böyle pis bi his veriyor. Keşke böyle olmasa ya. 

Covit ilk başladığı zaman da Sambucol almıştım, onu Supradyn’e göre daha kolay içebilmiştim ama bir iki gün sonra onu da içememeye başlamıştım. Bu hap olanları yine içebiliyorum ama suda eriyenler boğazımdan geçmiyor bulantıdan.

Üzerlerinde aç ya da tok karna farketmez yazıyor bu hap vitaminlerin bazılarında, ama ben en iyisi hep yemek arasında falan alayım ya da yemekten hemen sonra. Belki o zaman bulantı yapmaz... O da olmazsa belki fazla vitamin yüklemesi yapıyorumdur, sıraya alırım. Mesela b12 bitince folik’e başlamak gibi. 

23 Şubat 2021

Dünden

Dün işyerinden arkadaşla görüştük. Buluşup oturacak yer yok tabi, bir yerden kahve alıp parkta oturduk. Baya özleşmişiz, çok da iyi geldi muhabbet. Neredeyse bir yıldır görüşmüyoruz yüz yüze. Hayata dönmek gibiydi yani biraz.

Nisan'da işe dönüşler olacakmış ya hani, ben dış dünyaya çok yabancılaşmışım onu düzeltmem lazım. Yani normal bir alışverişe bile çıkmak çok yabancı geldi. Bir iki kıyafet bakayım dedim yok odaklanamıyorum. Zaten maskeyle o kadar dolaşmak da baş ağrısı yaptı bir yerde. 

Kimlik için biyometrik foto çektirdim, 6 tanesi 40TL, 8 tanesi 48TL. Ne pahalıymış. 6lı yaptırdım. Şimdi sıra randevu alıp ödemeyi yapıp nüfus dairesine gitmekte. 


19 Şubat 2021

İşe dönüş

Cumhurbaşkanı Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının SON KEZ bir ay daha uzatıldığını söylemiş. Yani Mart sonuna kadar uzadı son kez ve Nisan’da dönüyorum. Dün işyerinden arkadaş da aradı söyledi, müdür de son demiş. Beni bi heyecan bastı. 1 senedir işe gitmiyorum neredeyse , ne giycem nasıl uyanıcam sabahın köründe falan bir sürü şey var kafamda :))

Bi de dış görüntüm de değişti, o da geriyor beni. 

İki gündür polyannacılığım sona erdi stres topu gibi oturuyorum. Nasıl olcak bakalım...

16 Şubat 2021

Vitaminlenelim

Bugün dışarı çıktım, çıkarken de gözlerime eyeliner ve rimel sürdüm, aylar sonra ilk defa. Ondan mı yoksa soğuktan mı bilmiyorum ama gözlerim ve başım felaket ağrıyor... 

Aşırı aşırı soğuktu ya, inanılmaz derecede üşüdüm yani. Çıktığım gibi pişman oldum ama gitmem gereken bir yer vardı dönemedim. Ayaklarım, bacaklarım, başım her yerim dondu.

Eve dönerken eczaneye uğrayıp d vitamini ve b12 aldım, gelmişken saçım için de ampüllerden alayım dedim. Eczacıya sordum ampüller oluyormuş saç için nasıl oluyor o diye, anlattı güzelce sağ olsun. Her hafta birer ampülü badem yağına karıştırıp saça sürüp iki saat bekletiyormuşuz, sonra kuru şampuanlama yaparak saçtan çıkarıp normal yıkıyormuşuz. Dermaroller günümde önce bu bakımı yapıp gecesinde de dermaroller yapmayı düşünüyorum. Tek günde toplu bakım olsun. 

B12'yi başka eczaneden aldım, marka falan söylemedim bi tane hap şeklinde bişey olsun dedim. Bu fotoğraftakini verdi, Nutraxin. Ama nasıl kullanacağımı söylemedi, ben her gün bi tane yutucam sanıyordum, eve gelip kutunun arkasını okuyunca "dil altı" hapı olduğunu öğrendim. Meğer dilin altında bekletip öyle kullanılıyormuş. Tam olarak nasıl olcak bilmiyorum araştırıcam netten.

D vitamini ise D-Colefor, günde 2 kere kullanılıyormuş. Sağlık ocağına gittiğimde doktor da bundan vermişti. Galiba artık reçeteye yazılmıyormuş, tam emin değilim ama. 

B12 60TLydi, o eczaneden sadece onu aldım.

Diğer eczaneden de 2 ampül, badem yağı ve d vitamini aldım 69 da orası tuttu. D vitamini 25 TL gibi bişeydi, ampüller 7 civarı demişti, badem yağı da 19 tl. Demek ki ampüller 7'den fazlaymış. Zaten kasada "zam gelmiş bunlara" demişti, ampüller için demiş demek ki. 

Neyse biraz para döktüm ama iyi gelsinler de... Bende baya vitamin eksikliği var, hem psikolojimi hem de komple yaşam kalitemi olumsuz etkiliyor. Zihnim çok bulanık mesela, her şeyi unutuyorum hiçbir şeye konsantre olamıyorum vs... Ne zaman tahlil yaptırsam hepsi yerlerde zaten...

Evde folik asit ve magnezyum var sağlık ocağındaki hekimin verdiği, onlara da devam edicem ama bunların hepsini nasıl bi sıraya sokucam bilemiyorum henüz. 


Onlar da bunlar işte.

Bu arada yarın hava daha da soğuk olcakmış, Allah evsizlerin, sokak hayvanlarının, zorda olan herkesin yardımcısı olsun... Güya bugün çıkarken kedi maması alıcaktım yanıma sokağa bırakmak için. Her şeyi unutuyorum işte yaa... 

Ayyy duble türk kahvesi yapmıştım yazarken içerim diye, onu içmeyi de unuttum soğumuş yaaa.. Ay Allah'ım inşallah şu vitaminler beni bir güzel toparlar kendime getirir artık bakalım hayırlısı.

Eski aşk

Durup dururken aklıma eskiden deli divane aşık olduğum ama bana karşılık vermeyen birini, arkadaşımın bana ayarlama bahanesiyle kendisine ayarlaması geldi. Güya benim için onunla muhabbet kurmaya başlayıp sürekli bana “ay bu resmen salak ya napcan sen bunla uğraşılmaz gerizekalı falan galiba” diyip sevgili oluvermişti...

Çocuğun bana yüz vermeme sebebi de en yakın arkadaşının bana aşık olmasından kaynaklı olabileceğini anlamıştım sonradan. Zaten davranışları bi hoşlanıyor gibiydi bi ilgilenmiyor gibiydi deliriyordum artık. Bundanmış demek...

O bana aşık olduğunu söyleyen en yakın arkadaş bana açılınca(bu arada bu çocuk benden hoşlandığı ilk dakikada bu benim aşık olduğum kişiye söylemiş hemen bana göz koymasın diye, salak)ve biz nedense sevgili olduğumuzda (boşluğuma geldi kesin) anlatıyordu işte ilk sinemaya davet ettiğinde o platonik aşık olduğum kişi tavsiye etmiş filmi mesela, ve film full vurdulu kırdılı aksiyon filmiydi. Çok sıkıcıydı. Beni sinemaya götüren kişi “ben de hiç sevmem böyle filmleri” demişti e o zaman niye ilk buluşmada kızı buna götürüyorsun di mi. 

Çok seviyordum ya. Keşke olsaydık bence çok güzel olurduk. Aslında olabilirdik de bu insanlar taş koymasaydı. Neyse napalım, vardır bir hayır.

Şimdi kızı bilmiyorum ama bu iki eleman da evlendi çocuklandı...

Sapık gibi stalklıyordum bir kaç sene öncesine kadar. Sonra baktım ki hayatım onları stalklayıp yerimde sayarak geçiyor, bıraktım. 

15 Şubat 2021

Öz değer

İyi hissetmek, kendine güvenmek, kendin için bir şeyler yapmak, hayatı sevmek... Bazen kendiliğinden oluyormuş gibi kolay bazen de hep yokluğunu çekiyormuşuz gibi gelen şeyler.

Kısır döngüye girmeye çok müsaitiz galiba. Bir iki gün geç kalkınca devamlı geç kalkmak, bir kaç defa düzgün beslenmek yerine abur cuburla geçiştirince hep aynısını yapmaya başlamak gibi, hareketsiz kaldıkça daha da hareketsiz kalmak istemek ya da...

İnsanlarla iletişimde olmak yani sosyalleşmek, kendin için bir şeyler yapmak mesela dolabındaki fazlalıkları çıkarmak ya da vitamin takviyesi almak, spor yapmak vs. 

Şöyle hepsini sağlayacak bir ilaç olsa mesela, bazen kendimi hayattan soyutlanmış gibi hissediyorum. 

11 Şubat 2021

Kabuğu kırmak

Danışmanlık raporunu tamamladım gönderdim. İlk olduğu için aşırı paniktim tabi beğenecek mi diye, neyse ki beğendi çok şükür. Sorular sordu. Teşekkür etti. Oh çok şükür ya rahatladım :))

Ama PDF hazırlamak tam bir amelelikmiş onu fark etim. Aman kelimeleri düzgün yaz, cümle devrik olmasın, akıcı olsun, sakın yanlış bilgi verme en doğrusu neyse onu yaz, iyice açıkla falan... Çok geriliyor insan. Benim kendimi geliştirip danışmanlıkları ya birer bir ya da ses kaydı olarak yapmam lazım pdf ömür çürütür böyle. Zaten çok okumayı seven bir millet de değiliz. Dinlemek daha iyi gelir insanlara. Kendimi geliştirmem lazım.

Bu ilk danışmanlığımda sanki içinde olduğum yumurtanın kabuğuna bir kafa atmış gibi hissediyorum, devamı gelir inşallah.

08 Şubat 2021

İlk danışmanlık

Biri benden danışmanlık istedi astroloji haritası için!

İlk defa danışmanlık vereceğim çok heyecanlıyım. 

Pdf şeklinde göndereceğimi söyledim. Çünkü akıcı bir şekilde anlatacak gelişmişlikte olmadığımı düşünüyorum ve karşılıklı konuşacak özgüveni de bulamıyorum... Takılırım, yanlış söylerim sonra düzeltmeye çalışırken karşıdakinin güveni zedelenir falan bir sürü olumsuz ihtimal geliyor aklıma. Bu ilk danışmanlık olduğu için ücreti de çok düşük tuttum. Karşımdakine ilk demedim ama, yeni başladım ondan şimdilik bu fiyat dedim ve tanıdık indirimi yapıyorum dedim. 

Heyecan yaptım, müşteriyle nasıl konuşulur, ücreti yatırıp yatırmadığı nasıl sorulur, nasıl hitap edilir falan bi şaşırdım. Beni online katıldığım bir başka eğitim grubundan sadece grup yazışmalarından tanıyan ve instagramımı takip eden bir kadın bu kişi. Ben ona siz dedikçe o sen diyordu, sonra bana da "sen diyebilirsin" dedi. Aslında sizli bizli daha iyi olabilirdi bence ama kırmadım kabul ettim.

Açtım haritayı ama panikle bakınca hayatımda ilk defa görüyormuş gibi bir hisse kapıldım. Her tarafını okumalıyım, mükemmel olmalı, çok beğenmeli vs diye o kadar şartladım ki kendimi. Bazen diyorum ki "ya bi sakin ol zaten başkasından hayatta alamayacağı bi fiyata alıyor muazzam bir şey vermek zorunda değilsin, kaldı ki sen bir çok astrolog geçinenden daha iyi bir eğitim aldın, istesen çok güzel yorumlarsın, bilmediğin şey değil" falan diyorum, bazen de panikliyorum ya rezil olursam, ya hiç beğenmezse, ya hiçbiri tutmazsa, ya kariyerim başlamadan biterse falan bir sürü şey geliyor aklıma :)))

Birkaç gün içinde hazırlayıp göndereceğim... Sakinlik, özgüven ve huzur istiyorum. Her danışmanlıkta böyle olacaksa ohooo kalpten giderim yakında herhalde...

Aslında etrafımdakilere ufak ufak bakmışlığım var ama tüm haritaya genel bakmadım, gözüme çarpan küçük bir kaç şeyden bahsettim sadece. Çünkü tüm haritayı analiz etmek gerçekten çok ciddi odaklanmayı, o dili çözmek için sakin bir bilinçle incelemeyi gerektiriyor. 

Hadi bakalım...

03 Şubat 2021

#asagibakmayacagiz

Clubhouse'da her gün boğaziçi üniversitesiyle ilgili odalar oluşturulup konu hakkında tartışılıyor, konuşuluyor. Olayların içinde olan öğrenciler konuşuyor, mezunlar konuşuyor, gazeteciler, ünlüler ve çoğunlukla da gençler. Şu anda da mesela kenarda açık telefonum, "Gençler Mutsuz" adlı bir grupta Fatih Portakal'la sohbet ediyorlar.

Türkiye'nin kaderi bu galiba. Halk ile iktidarın hep zıt çıkması... Bizim zamanımızda solcular çok baskındı, başörtüsü yasağı, çalışanları cuma namazına göndermeme vs... Bizim zamanımızda, sırf başı örtülü diye asker oğlunun yemin törenine alınmayan teyzeler vardı. Hala aklıma geldikçe burnum sızlar. Kapalı diye işe alınmayan, namaz kılıyor diye dışlanan, içki içmiyor diye dalga geçilenler...

Şimdi de çok farklı sayılmaz, aynı bokun lacivertini görüyoruz. Kapalı olanların işyerlerinde hürmetler görüp açıkların mobbing'e uğradığı, namaz kılanların yere göğe sığdırılamadığı (ve bu sebeple çoğu kişinin sırf gösterişten kapandığı, namaz kıldığı), iktidar yanlılarının haksız bir şekilde diğerlerinden kat kat fazla ücret alıp en konforlu şekilde yaşatıldığı bir dönemdeyiz...

Olayları takip ettikçe insanın yaşam enerjisi emiliyor sanki. Hayata karşı umudu tükeniyor. Çok da sıkı takip etmemek mi lazım bilemedim...

İnternetten şöyle bir paylaşım gördüm:


Geçenlerde, yaz aylarındaydı galiba, hani doğalgaz bulundu diye bi heyecanlanmıştık ya. O da hemen unutuldu mesela. Bir şeyleri parlatıp gösteriyorlar, istedikleri verimi alamazlarsa bırakıp başka bir şeyi parlatıyorlar sanki....

Düzelir mi ülkenin bu durumu bilmiyorum.

Bunu şöyle görüyorum ben. Hani ailenin gelenekçi, despot anne babası olur, çocuklar okur, kendisini geliştirir, dışarıyı gözlemler ve ailesinde gördüğü eksikleri, yanlışları uyarmaya başlarlar. Bakın böyle olmaz, bu bakışınızı düzeltmeniz lazım hem siz hem biz üzülüyoruz der ama o anne baba o kadar sabit fikirlidir ki çocuğu asla kale almaz. Dinlemez. Aksine aşağılar, küçümser, itaat ettirmeye çalışır. Çocuk evden ayrılmaya kalkışsa ona da izin vermez vs. Ülke de bunun gibi. Gençler özgüvenlerini yitirmemek için savaş veriyor resmen. Ciddiye alınmak için... Bizim kuşak, bizden önceki kuşak bu z kuşağı kadar öne çıkabilen kişiler değildi. Z kuşağı hepimizden daha gözü kara. O yüzden bu olayların çabuk kapanabileceğini sanmıyorum, fitil ateşlendi gibi bir durum var sanki... Ama bu durumu düzeltmeye yeter mi bilmiyorum. Ülkenin kaderi buysa... Allah sonumuzu hayretsin.

02 Şubat 2021

Arkadaş kimdir?

Aynı dertlerden mustarip olduğunuz kişi mi? 

Saatlerce dertleşebildiğiniz kişi mi? 

Sizi derdinizden sıyırabilen kişi mi? 

Sizi anlayıp derdinizi dinleyen kişi mi? 

Size hak veren kişi mi? 

Sizi eleştiren kişi mi?

Sizin arkadaşınız hangisi?