29 Nisan 2021

Tam kapanma, alkol yasağı, covit-19

Eveet, yeniden kısa çalışma ödeneğindeyim...

Mayıs ve Haziranda evdeyim, maaş kesiliyor yine.

Toplamda 2 hafta 2 gün gittim işe. Tam işleri hatırlamaya çalışıyordum ki tekrar eve gönderdiler. Valla bıktık. 

Yani ne desem bilmiyorum artık. Bu akşamdan itibaren de sözde tam kapanmaya geçiyoruz zaten...

Bugün marketteyken çalışanların şikayetlerini duydum, "herkese yasak bi tek bize değil tüm iş üzerimize kaldı" diyorlardı. 

Kime yasak biliyor musun, işsizlere, yaşlılara, çocuklara... Yani zaten evde durmaktan bunalmış kişileri tamamen eve kapatma yasağı bu. İşine giden yine gidecek, gezmek isteyen izin kağıdıyla yine gezecek.

Herkesin de bir mazereti bir izni var zaten nasıl oluyorsa. 

Yine dışarısı full olacak, hiç bir fark göreceğimi sanmıyorum kalabalık açısından.

Havalar da bu kadar güzelleşmişken daha zor geliyor evde olmak. 

İnşallah Bayram sonrasında da devam ettirmeye kalkmazlar bu yasağı.

Bi de alkol yasağı çıkmış o ne ara ne alakayla çıktı anlamadım. Zamanında yapılan başörtüsü yasağından hiçbir farkı yok. 

Niyeyse son zamanlarda hükümet iyice alkolle kafayı bozdu. Kendi adamlarının kokain çekerkenki videolarına rağmen hala dindar kesimin gözünü boyamaya çalışıyorlar. Varolanlar da gitmesin diye ne yapacaklarını şaşırdılar din adı altında. Eşitlik, hoşgörü, iyi niyet artık hak getire...

Gurbettekilere üzülürdük vatandan ayrılar diye ama şu duruma bakar mısın? Gerçi tc kimliği olanlar ve vatandaşlık almış olanları kapsamıyormuş bu. Yabancı ülke vatandaşları serbest sadece.

Sanki devlet kendi halkını eve kapatıyor ki turiste virüs bulaşmadan rahat rahat eğlensinler, gezsinler diye...

Ebeveynlerinin misafir çocuğuna hürmetler edip seni onların yanında hor görmesi gibi...

Gözümüz aydın yine birinciyiz...

Türkiye bu pandemi sürecinde ruh ve akıl sağlığı en çok bozulan ülke olmuş. Dikkatini çekerim, bozulan ülkelerden biri değil, EN ÇOK bozulan ülke. 

İkinci üçüncü değil, birinciyiz. Tüm ülkeler arasında en çok biz kafayı sıyırmışız yani.

Neden sizce? Pandemiden mi? Covitten mi? Yönetilememekten mi?

Açlıktan da ölüyoruz, umutsuzluktan da, hastalıktan da...

Esnaflar kapatıldı, marketler açık, işyerleri açık (işine gelen de maaş vermemek için personelini eve gönderiyor bizimki gibi)... Esnafa bir yardım da yok. Maddi yardımla alakalı hiç bir gelişme hiçbir ses yok. Kim nasıl yaşar umurlarında değil. 

Hem eve tıkılıyorsun hem de çoluğuna çocuğuna yetemiyorsun çünkü paran yok. Sıkıntıdan her gün çeşitli yemekler tatlılar deneyip bu süreci atlatmaya çalışanlar var, bir de hem eve kapanmanın psikolojik baskısını yaşayıp hem de doğru düzgün gıda alışverişi yapamayanlar...


2005 yılında Almanya'nın en genç ve ilk kadın başbakanı olarak göreve başlamış Angela Merkel. 15 yıllık görev hayatının son 10 yılında da üstüste "dünyanın en güçlü kadını" seçilmiş. Pandemi sürecini en iyi yöneten yöneticiymiş.

Genel olarak dünyada iyi durumda olan ülkelerin yöneticilerinin de hep kadın olduğu görülmüş. Kadınlar kriz yönetimini daha mı iyi yapıyor?


Şunlara bak ya, ne güzeller. Soldaki 34 yaşında Finlandiya başbakanı Sanna Marin ve sağdaki Almanya Şansölyesi Angela Merkel. Ana-kız gibi görünüyorlar.

Zaten çoook uzun yıllar önce liderlik hep kadınlardaymış. Erkekler bunu kaldıramayıp liderliği kendi üzerlerine almak için zamanla kadınları sindirmeye, duygusal baskıyla ezmeye başlamış ve ataerkil bir toplum oluşturmuşlar... Kadına susmak öğretilmiş, erkeğin arkasında durmaya alıştırılmış... 

Kadının sözünü ciddiye alan erkeklere lafım yok ama kadına sırf cinsiyetten dolayı aklı ermez gibi davrananlar insanlıktan nasibini alamamışlardır...

Neden tiroid rahatsızlığı genelde kadınlarda oluşur biliyor musun? Çünkü bu atalardan gelen bir kodlama sonucu bedenin verdiği tepkidir. Kadınlar hep susturulmuştur. Tiroid boğaz bölgesindedir, boğazında tıkanıp kalmış olan sözcüklerin sonucudur bu. 

Tiroid rahatsızlığının temel nedeni "söyleyemediklerin"dir. Susturulursun, söz hakkı verilmez, ciddiye alınmazsın, zamanla kabul edersin bu durumu ama beden unutmaz, beden tepki vermeye "hastalık oluşturarak" devam eder. Tiroid rahatsızlığı olanlara sorarsanız büyük oranda geçmişinde hep "susturulmuş" olduklarını görürsünüz. O susturulmadıysa da atalarında susturulmuş kadınlar olmuştur. Genlerde vardır.


Solda Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve sağda İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir.

Cinsiyetçi değilim. İlle de kadınlar gelmeli kadınlar üstündür demiyorum. Ama bazı konularda erkekler nasıl daha iyiyse, bazı konularda da kadınlar çok iyi. İki taraf da kendi açısından bakıp yorumlayabilmeli ve özgürce bunu savunabilmeli. Erkekler de gurur yapıp kadına karşı ezik kaldığını düşünmemeli.

Keşke dünya tamamen eşitlikçi, anlayışlı, saygı ve sevgi dolu huzurlu bir yer olabilseydi.

3 yorum:

  1. İlk bir kaç gün ciddi denetimler olacaktır ama sonrasını bilemem:-) Dediğiniz gibi zaten evde bunalıp daralanlar için bu kısıtlama sanki.. Biz 2 ay içerisinde 4 kez seyahat izni için başvurduk ve kabul edilmedi.. Bugün yollara bakıyorum hınca hınç dolu, nasıl oluyor anlayabilmiş değilim:-) Sanırım kurallara çok fazla uyuyoruz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben de anlamıyorum. Kurallara uyan, sorun çıkarmayanlara oluyor hep, en çok biz zorlanıyoruz sanki

      Sil
  2. Çok şey söylemek istiyorum ama boğazım düğümleniyor. Kadınların susturulması, ezilmesi, şiddet görmesi, ayrımcılığa uğramasının nedeni belli. Susayım iyisi mi...

    YanıtlaSil