03 Haziran 2020

Güne erken başlamak ve Dolunay Ritüeli (yazının sonunda)


Güneşten erken uyanmak ya da Güneş ile uyanmak özendiğim ama yapamadığım bir şey...

Son bir kaç gündür bu niyetle uyuyup, sabah uykuya yenik düşüyorum. Vücuda saat kaçta kalkacağını söylersen yapar derler ya, ben de bu niyetle uyuduğum için sabahın köründe gözlerimi açmış oluyordum ama yine gerisin geri yatıyordum. Bu sabah öyle olmadı.

Sabah dizlerimin kaşıntısıyla uyandım. İnatla uyumaya çalıştım ama kaşıntı o kadar fazlalaştı ki uykum kaçtı. Ben de kalkmaya karar verdim. Yüzümü yıkayıp iyice uykum açıldıktan sonra kaşıntı falan kalmadı. Vücut artık bir şekilde beni o saatte uyandırmaya ant içmiş gibi :))

Camın kenarında durup güneşin doğuşunu izledim. Gökyüzünde bir sürü kuşlar vardı. Buralarda kırlangıç olduğunu bilmiyodum, 3-4 tane kırlangıç gördüm. Kargalar bağırıp duruyordu, ara sıra da martılar eşlik ediyorlardı. En son serçeler de katıldı... Güvercinler sessiz sessiz kısa mesafe uçuşları yapıyordu.

Kuşlar neden bu saatle bu kadar bağırıyor acaba diye düşündüm. Güneşin doğuşunu haber vermek için mi? İnsanların hareketlendiğini görene kadar devam mı ediyorlar yoksa aslında hep böyle bağrış çağrış uçuyorlar da biz insanlar çoğaldıkça gürültüden seslerini az mı alıyoruz?

Bir karga fark etti beni, bana doğu bağırarak uçtu ve evin etrafını turladı. Meğer arkadaşlarına yer bildirimi yapmış :))

Biraz sonra, hemen önümdeki çatıda 7-8 tane karga tünemiş, bana bakıyorlardı. Bir tanesi de arada bir uçup önümden geçiyordu. Bir şey atmamı mı bekliyorlardı acaba? Ama evde onlara verebileceğim hiçbir şey yoktu. Ekmek bulgur falan yoktu, bir de zaten nasıl verecektim ki? Camın önünde boşluk yok, çatıya atmak da olmaz diye düşündüm... Şikayet ediyorlar çünkü... Neyse artık bir dahaki sefere bir yolunu buluruz herhalde...

Gerçi zaten her biri tombul sağlıklı kuşlardı. Aç kalmadıkları belliydi. Bir yerlerden buluyorlar demek ki yiyecek şeyleri. Bulunduğumuz yerde ağaçlık alanlar var, börtü böcek kaynıyor. Bol bol yiyorlardır...

Az önce iş yerinden bir abla aradı, "çok özledik yeriniz çok belli oluyor" dedi. Bizim birimden biz 3 kişi evdeyiz bir süre daha, onlar tam zamanlı işe başladılar. "Ben de sizi özledim" dedim. Bir an önce bitse şu süreç de kavuşsak dedik... Dün de başka biri aramıştı yine "yerin çok belli, her gün dua ediyorum artık bu durum bitsin diye" dedi... Böyle telefonlar almak ne güzel bir hismiş :) Birilerinin senin yerindeki boşluğu fark edip özlemiş olması falan...

İş yerimi özledim mi? Aslında hayır. O kadar çekilmez bir hal almıştı ki artık orada durmak, haksızlıklar o kadar ağır geliyordu ki. Ama işsizlik de olmuyor. Allah iş arayanlara hayırlı kapılar açsın. Yıllarca işsiz kaldım, o kadar zor bir dönemdi ki.

Bugün televizyonda haberlerde bir röportaja denk geldim. İşsizlik maaşını almak için uğraşan ama 3 aydır hala alamayan bir üniversite mezunu 25 yaşında bir erkek. Okuldan 3.lükle mezun olmuş, erasmusa gitmiş, projeler hazırlamış ama hiç iş bulamamış. En sonunda kapıcılık için bile başvurmuş ama yine olmamış. Tam garson olarak bir cafede başlamışken korona virüsü çıkmış, cafe kapanmış. "Çok şükür evli değilim, çoluğum cocuğum yok diyorum sadece" diyor, kredi çekmiş ama ödeme zamanı gelene kadar iş bulabilecek mi belirsiz. 25 yaşımdayım ailemden para istemek ağırıma gidiyor diyor. Ooof off... gerçekten ne işte çalışıyor olursanız olun işinizin kıymetini bilin... O kadar çok özel üniversiteler açıldı ki, herkes üniversitede hayallere kapılır, dünyayı kurtaracağını sanır biz de öyleydik, ama okul bitince ortada kaldık. Psikolojimiz bozuldu, sonra zar zor bir şekilde bir yerden para kazanmaya çalışır olduk. Kim mesleğini yapabiliyor ki? Bunun vebalini kim ödeyecek?

Neyse, konumuz güne erken başlamaktı nerelere geldik. İşte bugün erkenden uyanınca güneşi doğurdum tabi sonra aydınlık oldu her yer ve ben uyuyamadım. Saat 5:30da kalkmıştım, 9'da artık uyumak üzere gibiydim nihayet. Sonra da 12'de kalktım bu kötü oldu. Kafam hala kazan gibi.

Bak şimdi benim gibi evde olan iş arkadaşım instagramdan bir gönderi paylaştı, onu da paylaşıp öyle gideyim bari. Bu yazımı okuyanlar da nasiplenmiş olsun.

Dolunay Ritüeli
5 Haziran 2020'de dolunay ve ay tutulması olacakmış. Bunun etkisiyle sevgi ihtiyacı hissedebilirmişiz, depresyona yatkınlık olabilirmiş. Yapılmasını önerdiği ritüel şu:

3, 4 ,5 ,6 ya da 7 Haziran'da yapılabilir. Sadece bir gün yapılıyor. Beyaz bir kağıda Ya Aziz Vel Muziz yazıp bir bardak içme suyunun içine atın. Sonra olmasını istediğiniz dileklerinizi suya söyleyip bardağı balkona ya da cam kenarına koyun, üzerine tül örtebilirsiniz. Güneş battıktan sonra istediğiniz saatte yapabilirsiniz. 2 saat sonra (Güneş doğmadan) suyu alıp niyet cümlelerinizi tekrar söyleyip yudum yudum için. Kağıdı toprağa gömebilirsiniz.

3 yorum:

  1. Dolunay ritüelini yapmak isterim. Çok teşekkür ederim. Bugün uğramış ve yorum bırakmışsınız, mutlu oldum. Ben de takipteyim. Blogunuz hayırlı olsun. Selamlarımla :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de teşekkür ederim iadei ziyaretiniz için :) Hoşgeldiniz.

      Sil
  2. İlginç ama güzel 😊

    YanıtlaSil