22 Temmuz 2020

Kadın cinayetleri


Kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler... Ne zaman bitecek? Çok üzgünüm. Pınar Gültekin’in kayıp haberini duyduğumda başına kötü bir şey gelme olasılığını düşünmemek için kendimi zorlamıştım, sanki iyi düşünürsem iyi olur bir yerden sapasağlam çıkar sanmıştım. Yüzüne baksan adam sanacağın, aramızda dolaşanlardan hiçbir farkı yok gibi görünen insan kılıklı bir şeytanın eline düştüğünü bilmiyorduk ki.

Twitter’da gezinirken herkesin kendi taciz, tehdit, şiddet hikayelerini yazdığını gördüm. O kadar doluyuz ki bu konuda. Sadece bir anlık, canları öyle istedi diye istediği gibi davranıp sonra da başıma bela olmasın diye korkup yok etmeye çalıştığın şey bir insan, bir kadın, belki bir anne, bir kız çocuğu...

Yazılanları okuyunca benim de çocukluğum, gençliğim geldi aklıma.
Lise ve üniversitede dışarıda sözlü ya da fiziksel tacize uğramadığım günler çok azdır. Üstelik kapalı giyinen biriyim, başım hep öne eğik hızlı adımlarla gider gelirdim, gerekmedikçe kafamı kaldırıp kimsenin gözünün içine de bakmazdım. Buna rağmen böyleydi.
Arkamdan çok tatlısın diye bağıran koca adamlar mı olmadı, off benim manitam olacaktı var ya diye söylenip yanımdan geçenler mi... Toplu taşıma araçlarında kalçamda bir el hissetmeyeyim diye tahta gibi durma çabalarım... Bir şey olduğunda utancımdan kaskatı kesiliyordum. Sesini çıkarıp o kişiyi rezil edenler o kadar cesur ki. ‘Ya bana inanmazlarsa, ya adam laf cambazlığı yapıp suçu bana atarsa’ bir şekilde suçlu illa ki ben çıkarmışım gibi, edepsiz ilan edilirmişim gibi geldi hep ve her zaman sustum.
Bir keresinde de çok dolu olmayan bir otobüste ayaktayım ve arkamda hemen çaprazımda çarşaflı bir kadın var, bir de erkek var ama o uzakta. Bir el hissediyorum hızla arkamı dönüyorum kimse yok, sadece çarşaflı kadın duruyor. Bir daha oldu yine hızla döndüm yakalayacağım diye, bu sefer şoföre falan herkese bağıracağım kafaya taktım sus sus nereye kadar çünkü. Ama bir türlü kim olduğunu anlayamadım. Çarşaflı kadınla gözgöze geliyoruz o da noldu diye bir bana bir etrafa bakıyor. Çarşaf altında bir adam mı var yoksa diye ona dikkatli bakıyorum yoo kadın, o mu yaptı, bir kaç dakika sonra durakta inen adam mı hiç öğrenemedim.

Bir de bir çocukluk anım var, düşündükçe endişeden nefesim daralıyor nasıl yapmışız böyle bir şeyi diye. Ama o zamanlar için doğaldı belki de.
10 yaşlarında falanız galiba, yan komşumuzun kızıyla arkadaşız. Her gün sabah kahvaltı yapıp dışarı çıkıyoruz oynamaya. Yol kenarında kaldırımda oynuyoruz. Her gün aynı saatte o yoldan inip kahvehaneye bir tonton amca gidiyordu. Çok yaşlı değil aslında ama bize göre yaşlı tabi. Ama o kadar sevimli bir amca ki hiç kötü enerji almıyoruz ondan. Hep bize gülümseyip cici kızlar napıyorsunuz bakalım falan diye tatlı dille laf atıp geçer giderdi. Biz de hep ne tatlı bir amca ya di mi diye arkasından konuşurduk. İkimiz de babalarımızdan pek tatlı söz duyan kızlar değildik, o yüzden daha da bir hoşumuza gidiyordu demek ki...
Bir gün biz arkadaşla dedik ki yarın tekrar geçtiğinde gidip sarılalım amcaya. Yarın oldu amca yokuştan iniyor gülümseyerek yanımızdan geçiyorken biz koşup gidip sarıldık koca göbeğine, o da bize sarılıp sırtımızı sıvazlayıp geri göndermişti. Büyüdükçe, aklım ermeye başladıkça ne deli bir şey yaptığımızı düşünüp durdum. Allah’tan o amca iyi bir insandı. Yoksa değil miydi? Sanki sonraki günler artık geçmemeye başlamıştı ordan diye hatırlıyorum. Başına bir şey mi geldi hasta mı oldu acaba diye merak ettiğimi hatırlıyorum. Belki de çocuğu olmuyordu, kız çocuğuna hasretti. Bilemiyoruz ki içini.
Biz çok mu saftık yoksa onun iyi biri olduğunu anlayacak kadar insanüstü müydük? Bize ‘gelin size bakkaldan çikolata alayım’ dese peşinden giderdik, çok güveniyorduk. Ya kötü biri olsaydı, ya alıp götürseydi, sonra haberlerde iki kız çocuğu bilmem nerede ölü bulundu....
Yani şu an yaşıyor olmama rağmen nefesim daralıyor çocuk olan bizim başımıza bir şey gelecek diye. Olmuş bitmiş bir şey olsa bile.
İşte bugün geldiğimiz durumun vehameti.

O zamanlar bayramlarda şeker toplamaya çıkardık, evde kimse yoksa komşuda beklerdik, birbirimize güvenirdik.
Hepsi delilik gibi geliyor şimdi...

4 yorum:

  1. Eskiden hep insanlar birbirlerine güvenirmiş. Şimdi bize biri gerçekten iyi yaklaşsa da güvenemez hâle geldik. Bu duruma gelmemiz çok içler acısı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok kötü. İyice yalnızlaşıyoruz ve hayattan kopuyoruz

      Sil
  2. İşte ne kadar güzeldi eski günler. Kimsenin aklına kötü şeyler gelmezdi. İnsanlar daha iyiydi. Eminim o amcada gerçekten çok tonton tatlı bir amcaydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok iyi kalpli görünüyordu. Belki de insanlar yanlış anlar ve çocuklar için tedirgin olurlar diye yolunu çevirdi...
      O zamanlar öyle haberler de pek yoktu gerçi.
      Hatırlıyorum da bir sene çocuk kaçırıldı haberleri çıkmaya başlamıştı inanamamıştık, sonra da herkes yavaş yavaş çocukları eve alıştırmaya başladı. Bayramlarda önceden 10 çocuk geliyorsa haberlerden sonraki ilk bayram 5e sonraki bayram 2ye sonra da sıfıra indi artık mahallemizin çocuklarını tanımıyoruz...
      Üzücü.

      Sil