04 Ekim 2020

Agresyon


Asla susmayan whatsapp gruplarımdan çıt çıkmamasından da belli ki herkes kendi haline düşmüş durumda. İki gündür "acaba internetimde mi sorun var, mesajlar bana düşmüyor olabilir mi" diye kontrol etme ihtiyacı duymaya başladım.

Benim de çok bir şey yazasım yok yani bende de aynı durum var aslında. Sanki böyle ağzımı açsam kıyamet koparmış gibi bir his. Cümlelerin sonu nereye çıkar hiç kestiremiyorum. Risk almamak daha iyi geliyor. Her şey bozulmaya bahane arıyor gibi zaten.

Mesela iki gündür kardeşime eski hislerim tekrar ortaya çıkmaya başladı. Kıskançlık, sevmemek, tahammül edememe, varlığının batması gibi...Ne yapsa yanlış anlıyorum, farklı bir mesaj veriyor sanıyorum. Dilimi tutuyorum ama içim içimi yiyor. Uzak kalmak tek çözüm oluyor ben de mümkün olduğunca uzak kalıyorum.

Bazen kardeşlerimin beni kullandığını sanıyorum. Küçüğü daha değil de, büyüğü duygusal olarak sömürüyor beni bazen. Bir şeye kafası bozuluyor mesela bana anlatıyor anlatıyor, sakinleştirmeye çalışıyorum ama olmuyor hala şikayet etmeye devam ediyor. Ya da kabul ediyor dediklerimi ve susuyor, sonra başka bir şey için tekrar mızmızlanmaya başlıyor... Mesela geçen gün bir yere gitmesi gerekiyordu ama hiç gitmek istemiyordu, ben de istemiyorsa kendisini zorlamamasını zaten corona varken gitmese daha iyi olacağını söyledim hak verdi. Sonra arkadaşı gitmeleri gerektiğini bir sebeple söylemiş, o sebep geçerli bir sebep, gitmeleri gerek evet. O yüzden plan değişti çıktı evden. Duraktan mesajlar atıyor bana otobüs gelmiyor napıcam of geç kalıcam şimdiye orda olmam lazımdı falan. Arkadaşların neden gitmeniz gerektiğini geç açıkladı bu onların sorunu, bekleyecekler diyorum. Arkadaşları arayıp konuşunca onlara her şeyde olur diyor sonra bana dönüp napıcam şimdi diyor. Mesela arkadaşları biz geçiyoruz demiş, o da tamam siz bilirsiniz demiş, sonra bana hiçbir anlamı kalmadı gitmemin diye sızlanmaya başladı. Eve geri mi gelsem falan diyor. Ya o zaman arkadaşlarına hayır beni bekleyin desene. Arkadaşlık ne için var? Birbirinize nazınız geçecek tabi. Bana geç açıklama yaptınız bekleyin diyeceksin, madem bir süpriz yapacağız hep beraber çıktık bu yola birlikte gideceğiz diyeceksin. O bana hayıflandıkça ben evde deli oldum. Neredeyse arkadaşlarını arayıp nasıl arkadaşsınız beklesenize kızı diye fırça çekecektim yani.

Neyse sonra bir şekilde gidilecek yere vardı, herkes gelmiş ben sonradan geldim çok saçma oldu falan diye yazdı bu sefer. Bir kaç saat ses çıkmadı çünkü yazacak bir sızlanma konusu yoktu muhtemelen ve saatler sonra mesaj attı otobüs durağındayım hiçbir otobüs gelmiyor of napıcam ya neden bugün böyle falan yine bir sürü sızlanma... Artık sadece "hmm hadi ya tüh" dedim uzatmadım. "neyse birisi aldı bindim" diye yazdı bu sefer. Bir şey yazmadım. Gerçekten enerjim tükendi çünkü. Sonra eve gelmiş haberim yok (ben ayrı dairedeyim). Babam çağırdı gelsene bir şey vereceğim diye, bir gittim evde oturuyor. O an kendimi kullanılmış hissettim. "her şeyi yazıyordun da eve geldiğini haber veremedin mi" dedim. Yeni geldim daha yeni oturdum falan dedi ama yani üstünü başını değiştirmiş bir haber vermek zor değil. Bekledim belki "kusura bakma seni de çok sıkıştırdım" der diye ama hiç oralı olmadı. Ben de "gün boyu stresten çatladım mesajların yüzünden" dedim. Ağlamaya başladı. O kadar çabuk ağlıyor ki bu huyuna da uyuz oluyorum. Özellikle de bir konuda haksızsa, kendini savunacak bir cümle bulamıyorsa kabul etmesi gerekiyorsa hemen ağlamaya ve bazen ağlamakla birlikte sesini yükseltmeye başlıyor.

Astroloji danışmanlığı aldığımda bana insanların dertlerini çok dinlememem gerektiğini söylemişti astrolog. Çünkü onlar sana içini dökerken senden gidiyor. Onlar zehrini boşaltıyor ama sen güçsüz kalıyorsun, modun düşüyor, enerjin düşüyor ne oldu bana diyorsun, demişti. Onları iyi hissettiricem diye kendi enerjimi akıtıyorum bana bir şey kalmıyor. Ya kulaklarımı tıkayıp uzaklaşmam lazım ya da içselleştirmemeyi öğrenmeliyim. 

En çok annem ve kardeşimde oluyor bu. Dert anlatmayı, bir de felaket gibi anlatmayı o kadar iyi beceriyorlar ki. Bir anda telaşlanıyorum napıcam nasıl sakinleştiricem oluyorum. Annem zaten ben bebekken de sürekli benle konuşurken dertlerini anlatırmış. Nasılsa bebek, anlamıyor diye düşündü herhalde. Konuşabilsem sus artık yeter derdim de, bilinçaltıma girmiştir hepsi kesin.

Neyse böyle işte, içimi dökesim geldi çok. 

Kendimi enerji vampirlerinden korumayı ne zaman tam olarak öğreneceğim acaba...

3 yorum:

  1. Bizde de var aynı sorunlar, kardeşler büyükleri sonuna kadar sömürüyor. Gerçi bizim abi tırnaklarını hemen çıkartıp hiç yüz vermiyor artık :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tırnaklarımı çıkardığım dönem de oldu, herkes arkamdan kardeşime "sakın ablana ezdirme kendini" nasihatları etmeye başladı o da hiç hoşuma gitmedi. Bir orta yol bulamadım henüz :))

      Sil
  2. Bu insan ilişkileri, ikili ilişkiler konusunda takıntılıyım ben de biraz. Galiba kısasa kısas yapıyorum farkında olmadan. Niye hep ben yazıyorum sorun mu var vs çok takarım kafama...
    Abla olan benim :) Dediğiniz gibi biraz mesafe koysam hemen bana cephe alınıyor o da berbat bir durum, öteki türü de kullanılmaya başlıyorum sanki. Aslında benim bir sınır çizmem ve ona göre davranmayı bilmem gerekiyor bence. Ya çok verici oluyorum ya da çok despot. Bunu aşmam gerekiyor biliyorum... Ama benim de tercihim soğuk olayım kimse ilişmesin 'den yana :D Bazen tek başıma sıkılıyorum ama genel anlamda yalnızlığı, başımı dinlemeyi seviyorum. Özellikle ailede daha zor evet. Önce ben demek ama bunu da gösterirken ölçülü olmak göze batmamak gerekiyor...

    YanıtlaSil