21 Ekim 2020

Karışık her şey karışık

 


Can sıkıntısı bastırdıkça bir şeyler yemeyi, mutsuz hissettikçe abur cuburla mutlu olmaya çalışmayı öğrendim bu pandemi boyunca. Sağlıklı yemek midemi bulandırıyor bazı zamanlar, sadece anı geçiştirmelik yemeler başladı. O an canım bir şey yemek istiyor, en yakında yemeklik ne varsa onu yiyorum geçiyor. 

Bugün de öyle bir gündü işte. 

Üstüste yediklerim karpuz, salçalı omlet, bol sirkeli göbek salata, peynir, kakaolu bisküvi ve şimdi de Türk kahvesi ile çikolata...

Bulaşık yıkarken midem ağrıdı biraz, o zaman anladım her şeyi çok karıştırdığımı.

Kahve de bayatlamış, hiç tadı tuzu yok. Çikolatayla kapatıcaz artık. 

Midem diken üstünde bekliyor herhalde, kahveden bir yudum aldım hemen içerden bir sızı geldi. Tamam sakin ol günü kapatıyoruz mideciğim daha bişey yemicem tamam :)))

Bir de bütün masumlar apartmanının son yayınlanan bölümünü izledim. Han ve İnci aşkına hayranlıkla baktığımız süre ne kadar anlık oldu ya bu kadar psikopat olduğunu ben de tahmin etmiyordum. Bir anda mafya dizisine döndü sanki. 

Sanırım İstanbullu Gelin dizisine başlayacağım. Kardeşim mutlaka izle tam senlik kesin beğenirsin dedi. Merak ettim ben de. Kırmızı Oda’daki Alya’nın hikayesiymiş o da. 

Bu arada Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarını aldık, hemen geldi. Kardeşim başladı birine ben daha başlamadım. Ben Jane Eyre’e başlayacağım şimdi. 

İki gün boyunca sabahtan akşama kadar evdeki kütüphaneyi temizleyip düzenledim. Tüm rafları boşalttım, sildim, kitapları türlerine göre ayırdım, tek tek sildim, yerleştirdim. Ben bizde roman yok sanıyordum ama kütüphanenin neredeyse yarısı roman çıktı. 

Geçen Cumartesi de arkadaşım evlendi. Koronadan dolayı sade bir nikah yaptılar sadece. Çok kalabalık da değildi. Çok tuhaf hissettim öyle az kişiyle hemen olup bitince. 

Kahvem soğumasın diye yazarken arada içiyordum, bitti. Çikolata kaldı öyle. Ben kahveyle birlikte yicektim onu ya. Neyse. 

Bu aralar hem sonbahar depresyonu hem de coronanın yeniden ayaklanması ama artık devletin ekonomiyi kurtarmak adına hiçbir önlem girişiminde bulunmaması çok zorluyor hepimizi... Kardeşim haftada bir okula gidiyor, meslek dersleri için, ve yüzme dersi de var. Geçende başladılar, kurutma makinesi yokmuş havuzdan çıkınca ıslak kafayla evlere dönmüşler. Çok sinir oldum ya. Virüs var diye havuzu açmayalım demiyorlar parayı alıp kaydı alıyorlar ama makine virüs bulaştırır diye kullanım dışı. Haftaya duşlar da kapalı olacakmış. Resmen şaka gibi ya. İnsanlar iyice delirdi. 

12 yorum:

  1. Acıkınca gözü dönenlerdenim ben de ve midemi çok karıştırırım, ama tadımlık şeylerle ve gözüm çok da dönmediyse sağlıklı şeylerle. Albeniyi çok severim. Kahve olmazsa olmaz ritüelim gibi zaten :) Midene dikkat et ve onu dinle :) İstanbullu Gelin'in televizyonda yayınlanırken her bölümünü izledim, gerçekten güzel. Kırmızı Oda'daki Alya ile ilgisi yok dizide anlatılan hikayenin ama gerçekse şayet Kırmızı Oda'daki daha mantığa uygun olan olaylar konusunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha üç bölüm izledim ama Masumlr apartmanındaki Han var İnci aşkının Süreyya ve Faruk’tan esinlenilerek canlandırıldığı düşünüyorum. 4 günde evlenme, gizli nikah, kimle evlendim diye şoke olanlar falan

      Sil
  2. Bu ara ben de biraz kaçırıyorum aslında (ellerini gözüne kapayan emojii:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında hep can sıkıntısından :) bir de kışa giriyoruz, vücut yağ depolamak istiyor 😄

      Sil
  3. Ben bu ara abartmamaya çalışıyorum. Zira malum kilolar alınmış, verilmesi lazım. Ve insan inan yemedikce alışıyor ve aramıyor. Dahası canı bile çekmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlkbaharda verirsin boşver 😄😄
      Haklısı ben de yemedikçe yemiyorum ama yiyince de bırakamıyorum

      Sil
  4. İnsan bazen ne bulursa yemek istiyor. Sonrada gelsin karın ağrısı, bulantılar :)

    YanıtlaSil
  5. İstanbullular gelini herkes ovdu bir bana nasip olmadı izlemek... Ah, lütfen, bir paket sakız edinin. Bende sizin gibiyim, sakız biraz olsun oyalar. Kafanıza da bisey takmayın, tokadan başka.. sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sakız iyi fikir :) gerçi onu da abartıyorum dişlerim, çenem ağrıyor sonra :D

      Sil
  6. Blogunu takipteyim bloguma beklerim. Reklama tıklarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
  7. ay ne çok ortak şeyimiz olmuş :))
    benim de canım çıktı ama gidip gelip kütüphanenin önünde durup izliyorum :D çok hoşuma gitti düzenli hali.
    Jane 'e başladım ama şimdilik biraz kafam dağınık konsantre olamıyorum, okuyacağım

    YanıtlaSil