25 Ağustos 2020

Evlenmeyip hayat boyu kendini eğitmek mi? Evlenip hayatla eğitilmek mi?


Sürekli yeni şeyler öğrenmeye beynim kalmadı, artık sakin ve huzurlu günler hakkım değil mi... Neden bir bilgi sunulduğunda hayatında ilk defa uçan balon görmüş çocuk gibi heyecanla zıplıyor kalbim. Kaldıramıyorum artık bunu da öğrenmeyivereyim olmaz mı :)) Benim de hayatımın laneti bu galiba, asla bildiklerinle yetinememek hep yeni bir şey öğrenmeye çalışmak ama hiçbirini de tam manasıyla öğrenememek yarısında sıkılıp pes etmek... Sonra başka alanlara kalbinin kanatlarını çırpmak, tam onu da öğrenmeye başlamışken, çalışma rutinini oturtmuşken yine bu rutinden de sıkılıp yeni bir bilgi aramak... Tüm elini attığın bilgi alma uğraşlarını hiç edip ortada bırakmak...

Keman öğrenmek, kıyafet tasarlayıp dikmek, takı üretmek, çizim yapmak, yemek yapmak, senaryo yazmak vs vs... bir sürü eğitim. Bir de her sene kpssye mi girsem dgsye mi girsem neyse ikisine de girmeyeyim diyip sınav geçince niye girmedim ki keşke girseydim diye üzülmek.. Bu sene gireceğim neyseki birine ama sonuç için şimdiden pek umudum yok gibi...

Dün Kpss önlisans için başvuru yaptım. Bugün de şu işi biraz ciddiye almanın vakti geldi diyip bir deneme yaptım, iki saat boyunca aynı yerde oturmak hep bu kadar zor muydu? Bir paragrafı 5 kere okumak normal mi? Sınava ara verip biraz ağlayabiliyor muyuz? Ben fark ettim ki, eğitim hayatım boyunca beni motive eden en büyük şey bir gün bu eğitimlerin ve sınavların bitip tamamen para kazanma kısmına geçeceğim ve bunu da güzel bir evlilikle taçlandıracağım ardından da çocuk yapıp bir kaç sene ev hanımlığına ağırlık verip daha sonra kariyerime devam edeceğime dair hayallerimmiş...

Sınav boyunca benim şimdi evli barklı çocuklu olmam gerekiyordu nelerle uğraşıyorum hala düşüncesi yakama yapıştı gitti hep. Oysa ki normalde evliliğin e'sini bile düşünmüyordum artık, ama sınavda bu muhteşem seçeneği kullanmayıp kendime yazık etmişim gibi geldi. Sanki evlilikler kesinkes güneş, huzur, aşk, kalpler çiçeklerden ibaret olabilirlermiş gibi... Keşke öyle olsa.

15 yorum:

  1. Ne güzel iç dökmüşsün. Blog kardeşliği de bu zaten. Bu mahalle bizim mahalle.

    Her zaman dediğim gibi birşeyler gecikiyorsa güzelleşiyordur. Olmuyorsa daha iyisi olacağı içindir. Her yol ayrımında doğana, fıtratına, kalbine en doğru gelen seçeneğe yöneleceksinsir mutlaka Tedbirlerini al ve akışa teslim ol derim ben. Sevgilerimle 😊🌺🤚

    YanıtlaSil
  2. Kaç yaşındasın ki:) Hala okuyorsan düşünme bence ben okulu öne sürme yaşını bile geçtim hatta bugün kardeşim abla KPSS’ye girmeye yaşın tutuyor mu acaba bir sınırı var mıdır dedi düşün 😂

    YanıtlaSil
  3. Haklısınız çok doğru gerçekten... Evlenince de çekiyoruz evlenmeyince de :)

    YanıtlaSil
  4. İnşallah endişelerin yersizdir her şey yolunda gider ve kolaylıkla olur :) Akışa bırak kendini :)

    YanıtlaSil
  5. hımm, kpss sınavı altı eylülde, ona mı gircen yanii, evlilik anladım, bizim ülkede sevilen bişey evlilik halen, yurtdışında eski çekiciliği yok, herhalde gittkçe etkisi azalacak dünyada :) yani evlilik bizde genelde daha çok statü için oluyor, evli olma statüsü filan işte. evlenenler, kendini geliştirmeyi filan bırakırlar, evet anne insan eş olarak gelişirler işte :) erkeklerden daha çok gelişirler tabii bir yandan da, erkekler daha geride kalır, o yüzden de bizde kırk elli yaşına gelmiş ablalar filan eşlerini takmaz hatta üniversite mezunu olanların çoğu boşanıyor, erkeği çekmiyor artık yani, özellikle üç büyük şehirde tabi. evlenmek için sanırım bencesi en önemlisi, erkeğin kadına kadının ona aşık olduğundan çok daha fazla aşık olması gerekir, bizim ülkede, yoksa kadınlar şanssız oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok benimki 25 Ekim. Önlisans.
      Evet erkeğin de evliliğe biraz kendini adaması için kadından daha aşık olması lazım galiba. Evlilik eskisi gibi tılsımlı değil, etkisi giderek azalıyor gerçekten. KAdınlar da gözünü açtıkça erkeklerin büyük ölçüde külfet olduğunu fark edip evlenmiyorlar tabi. Belki bu biraz daha erkeklerin kendine gelip bir işe yaramalarını sağlayabilir. Ev işlerinde, mutfakta daha etken olurlar ve evlilik yeniden popüler bir hale gelir o zaman.

      Sil
  6. ayrıca, türk erkekleri gelişmiş kadın sevmiyor, zayıf kadın seviyor. bir deee, evli olmayan kızların çok hobisi olması normal yanii, geçende bir karikatür gördüm, bi kız öbürüne diyoki, almancaya ve yogaya başladım, diğeri de diyorki, noldu sevgilinden mi ayrıldın :) türkiyede erkekler odun bir de, evlilik bencesi çok korkutucu :) gidip bir kuzey avrupalı bir erkek ile evlenmeliii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş kadın onu parmağında oynatır diye korkuyorlar tabi, tufaya getirip işlerin bir kısmını ona bölüştürür de dışarda karizması çizilir falan :) aman aman...
      Doğru evet evli değilsek hobiler de artıyor :D Hayatımızda biri varken onla uğraşmaktan başka bir şey yapamıyoruz ki :))

      Sil
    2. bizim ülkede böyle yaa, ilişkiler o yüzden çok yıpratıcı, bunaltıyo valla. avrupada böle değil yaa, herkes hem ilişkide hem de normal kendi hayatını yaşıyor :) aşk bile olsa karşıdakinin kişiliğine ve yaşamına karışamıyon, bizde ise bir anda her şey birbirine karışıyooo :)

      Sil
    3. Öyle valla sen karıştırmasan da aileler karıştırıyor, ilişkiyi ayakta tutmak mucize :D Ruh sağlığının sağlam kalması daha da mucize :P

      Sil
  7. önlisans vardı yazında da evet ama anlamadım onu, kpss önlisans sınavı hiç duymadımdı. kimler için kimler giriyor ve alınca noluy yaa, sölesene :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önlisans sınavına sadece 2 yıllık üni mezunu olanlar girebiliyor, bir de ortaöğretim için ayrı kpss var ona da lise mezunları girebiliyor. 6 Eylüldeki lisans mezunları için olan kpss. 25 eekimdeki önlisans mezunları ani benim gireceğim, ortaöğretiminki de 22 Kasımda.
      Ben önlisans mezunu olduğu için ne lisansa ne de ortaöğretime giremiyorum.
      Bu kpssden iyi bir puan alırsam okudğum bölüme göre açılan kadrolara yerleşebilirim. Bilgisayar bölümü okumuştum mesela, o yüzden veri kontrol işletmeni bilgisayar işletmeni gibi bölümleri seçebiliyorum sadece. Öyle işte ;)

      Sil
    2. hıms anladım şimdii. peki dört yıllık mezunu olabilmenin bir yolu yok mu bu arada. yani bir yandan çalışırken mesela, iki yıl daha okuyup dört yılı bitirmek, bölümleri anladım, hıms çalışmıyon yani şu anda, çalışıyon sanmıştım da, o zaman belki meslek dışı işlerde çalıştın filan yani. hadi işallah o zaman çok çok başarılar kolaylıklar sana. sanırım sınavda türkçe filan kolay da mat zor oluyoi :)

      Sil
    3. Dört yıllık için dgs sınavı var ama hem süre sıkıntısı çok oluyor denedim yapamadım hem de okullar çok az kontenjan açıyor 1-2 kişilik ya da 4-5 falan... aöf'te sınavsız geçiş yaparak 4 yıllığa tamamlayailiyoruz ama ben işletme, iktisat gibi bölümlerdense 2 yıllık bilgisayar prog. bölümümü daha çok sevyorum ve kpssde alan sınavları çok zor, benim sınav daha avantajlı geliyor bana.
      Şu an aslında çalışıyorum, ama pandemi nedeniyle eve gönderildik bir süreliğine, normale dönersek işe döneceğim... Maaşımın yarısını işkurdan alıyorum. Kpss ile atanırsam bu sıkıntılarım olmayacak. İşten çıkarılacak mıyım endişesi falan kalkacak hayırlısı bakalım...
      Türkçeyi artık aşırı zorluyorlar, özellikle paragraflarda cevap şıkları o kadar birbirine benziyor ki...
      Mat ve türkçeyi hemen hemen eşit netlerde yapıyorum tarih ve vatandaşlığım SIFIR... Onlar düşündürüyor beni baya. İnşallah yapabilirim.
      Teşekkür ederim :)

      Sil