04 Ağustos 2020

Zamanın her kişide/yerde/durumda aynı akmaması gerçeği


Telefonuma bir kaç tane pomodoro uygulaması indirdim. Bugün birini denemeye başladım. Pomodoro tekniği nedir derseniz kısaca 25 dakika çalış 5 dakika ara ver şeklinde bir periyodda ilerlemek diyebilirim.
Çalışma süresi kısa tutuluyor ki sıkılma olmasın, verimli geçsin. Molalar da gayet makul bence.

Bir tur yaparım sonra iki saat uzanır dinlenirim herhalde diye düşünüyordum ama mola bildirimi gelince zamanın çabuk geçmesi ve hiç yorgun hissetmemem hoşuma gitti. 5 dakika yürüdüm, su içtim falan. Oturduğumda son 4 saniye kalmıştı. Tekrar 25 dakika başladı, o da zorlamadan bitti.

Ama şunu fark ettim, bu yazıyı yazma amacım da bu, o beş dakikalar bana baya uzun geldi. 25 dakikalar ise oldukça kısa. Dün "hergün sekiz dakika dans et" diye bir yazı paylaşmıştım ya hani, orada da 8 dakika bir türlü bitmek bilmemişti.

Yani zamanı tek ve değişmez bir şey olarak kabul etmek büyük bir yanılgı. Zaman tamamen kişiye göre, yere göre, duruma göre değişiyor. Kolumuzdaki saat herkeste aynı hızda hareket ediyor gibi görünse de işin arka yüzü hiç de öyle değil.

Bir çok alanda eğitim alıp şimdi de bu eğitimleri toparlayıp sindirme aşamasındayım. Çünkü içimde tükenmek bilmeyen öğrenme arzusu ve her şeye merak duyma içgüdüsü var. Bazen gerçekten çok yoruluyorum ama asla beynimi bir şeylerle meşgul etmeden duramıyorum. Hiçbir şey bulamazsam kuruntular başlıyor bu sefer beynimi yemeye başlıyorum. Hep çalışması gerekiyor bu saksının... Neyse işte bu eğitimleri toparlamaya çalışırken her gün kamyon geçmişe dönüyorum, yerimden kalkamıyorum. Önce masadan kalkmıyorum(zamanın çoğunda telefona girmiş olsam da) sonra dinlenmek için uzanmaya geçip bu sefer de yattığım yerden kalkamıyorum. Ama bu pomodoro ile düzenli bir şekilde ilerlemek çok işime yarayacak gibi görünüyor.

Şimdi yazınca tekrar fark ettim de, spor yapmak, film izlemek, gezmek tozmak, eğlencelik şeyler yapmak zaman kaybı gibi geliyor hep. Her defasında vicdan azabı hissediyorum. Bir yere mi gittim, illa ki bir şey öğrenmeliyim ya da kitap okuyup bitirmeliyim ya da araya başka işler de sıkıştırmalıyım. Spor mu yapıyorum hemen daha fazla çalışıp o kayıp zamanı da telafi etmeliyim gibi... Aslında sağlıklı bir bakış açısı değil. Ve ben öyle hareketli bir insan da değilim, yani böyle yapmalıyım zamanı doldurmalıyım diye beynimi yiyorum ama yapmıyorum. Sonra da vicdan azabı duyuyorum. Bi salmıyorum kendimi yani. Bir gün gezip on gün ben şimdi nasıl telafi edicem diye düşünmek de manyaklık biraz. Çözümü de günlerimi olabildiğince programlı geçirmek sanırım. Bir astrologa haritamı yorumlattığımda o da bana hep bir ajandam olmasını, programlı olmam gerektiğini söylemişti. Bundanmış demek ki. Zihnim çabuk dağılıyor ya da. Programlı olmak şart.

5 yorum:

  1. Güzel bir ajanda alarak başlayabilirsin işe :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ajandam var sene başından beri kullanıyorum düzenli olarak ama o beni yeterince programlayamıyor :))

      Sil
  2. Ahhh ya dertlerimiz hep ortak :)

    YanıtlaSil
  3. bütün günü onunla programlamasam da nefes aldığımı hissettim diyebilirim :) başlayın bence tekrar

    YanıtlaSil